Oops! It appears that you have disabled your Javascript. In order for you to see this page as it is meant to appear, we ask that you please re-enable your Javascript!
Beni Takip Edin:

21 Gün Kendin İçin Bir Şey Yap- 2. Gün

Merhaba,
Bugünkü yazımı biraz gecikmeli yazıyorum.
En yakın arkadaşımın biricik babasını hiç beklenmedik bir şekilde kaybettik. Çaresizliği derinden hissettiğim günlerden biriydi. Zamanı geri almak ya da en azından arkadaşımı kucaklayıp onu bu acıyı hiç hissetmeyeceği bir yere götürebilmeyi o kadar istedim ki.. Maalesef insanoğlunun yapabileceği şeyler çok kısıtlı. Böyle zamanlarda bir kere daha anlıyorsun; başkalarının hayatını da kendi hayatını da belli bir yere kadar değiştirebilirsin. Ama kendi hayatını ya da başkalarınınkini iyileştirmek için yapabileceğin en ufak bir şey varsa onu -ne olursa olsun- yapmalısın.
21 günlük süreci başladığım gibi sonlandırmak en kolayı, her zaman hayatımda yarattığım bir başka bahane, bir başka pes ediş olacaktı. O yüzden bu yazıyı yazmayı ve ne koşulda olursa olsun kendim için bir şeyler yapabilmeyi hedeflediğim çalışmayı devam ettiriyorum.
2. Gün
6 Aralık 2016 – Salı
2. gün çocukluğumdan beri içimde bir yara gibi kalan, her aklıma geldiğinde beni üzen ama telafi etmek için hiçbir adım atmadığım bir şeyi yaptım. Ben küçüklüğümden beri en çok “resim yapmak” istedim. Çizmek, boyamak, parçalamak yapıştırmak ve geçip karşısına bakmak.. Defalarca resim kursuna gitmek için direttiğimi hatırlıyorum; ama o zamanlar yıl 90’lar, ben küçük bir şehirde yaşıyorum, ailem için beni sınavlara hazırlık kursuna göndermek resim kursuna göndermekten çok daha önemli vs vs.. Neticede gidemedim işte. Ama o hevesle gidip tek tercih mimarlık yazdım üniversitede. Sonrasında da okul curcunası, iş güç derken hep içimde ukte kaldı resim kursu. Kendi kendime hep çizdim, biraz biraz geliştirdim, denk geldi de staj için Floransa’ya gittiğim dönemde bir mimardan suluboya eskiz dersi aldım ama istediğim ve hayal ettiğim kadar da üstüne düşemedim.
İnsanın hem bu kadar isteyip hem bu kadar uzun yıldır yapmadığı bir şey olması ne tuhaf ve ne saçma değil mi? 10 yaşımdan başlasak nerden baksan 18 senedir adım atmamışım. O yüzden dün oturup adamakıllı bir araştırma yaptım, çevremde bana yakın resim kurslarını araştırdım, saatleri dersleri öğrendim, fiyatlarını sordum ve birine ön kayıt yaptırdım. Ne sandığım kadar vakit alıyormuş, ne sandığım kadar pahalı bir şeymiş. Daha önce sorsam ve bilsem kendimi bunca sene mahrum etmezmişim.
Şu anda freelance çalışıyorum -daha doğrusu ücret almadığım bir işim, ücret almayı umduğum bir başka işim ve olursa iyi ücret alacağım potansiyel bir işim daha var. Şu sıralar resim kursu için vakit ayırabilirim ama işleri toparlayamaz ve tekrar bir ofis çalışanı olmaya başlarsam da en azından haftasonu sadece bir günde iki saatimi gerçekten sevdiğim ve istediğim bir şeye ayırabilirim diye düşünüyorum.
Mantıklı olan bu aslında.. Neden boşa harcadığımız ya da başka şeylerle oyalandığımız onlarca saat bizi rahatsız etmiyor da gerçekten bizi mutlu etme ihtimali olan bir şeye bazen bir kaç dakika bile ayıramıyoruz??


GÜNÜN KARTI
30. Asla Ölmeyen Şey

(Yazıları bir gün gecikmeli yazıyorum, yani bu kart aslında dün seçtiğim kart. Şu an bir gün önceden bu kadar manalı bir kart seçmiş olduğuma inanamıyorum.. Kitapta aşağıdaki paragrafla beraber bir de kısa bir hikaye var, onu şu an yazmayacağım. Elinde bu kitap olanlar bir göz atıp okusun mutlaka..)

“Her an biriktirdiğin her şeyin ölüm tarafından geri alınacağını hatırlıyor musun? O zaman endişelenmeye değmez. Ölüm onları senden alacaksa o zaman bunun için hayat bile feda edilir. Hayat kaybolmadan önce bu fırsatı asla ölmeyen bir şeyi bulmak için kullan.”

Paylaş
Leave a comment
Önceki Yazı Sonraki Yazı

Benzer Yazılar

Yorum Yok

Bir Yorum Bırakın