Oops! It appears that you have disabled your Javascript. In order for you to see this page as it is meant to appear, we ask that you please re-enable your Javascript!
Beni Takip Edin:

Healing Journal Part 2

99fe671c6314eaeb40cbcc82d82106e4Kendimi iyileştirme çabalarıma kaldığım yerden devam ediyorum.
Bu hafta beni biraz zorladı gerçekten. Ara ara motivasyonumu kaybettim, yalan söyleyemeyeceğim. Ben pozitiflik, mutluluk, olumlu düşünce dedikçe insanlar beni delirtmeye çalıştı sanki! Sabır taşı diye bir şey varsa o bendim ve çatlamak üzereydim yani!
Healing Journal Part 2
9. Programlı Olun.
Hayatımda hiçbir zaman programlı biri olamadım maalesef. Aslında bir dönem fazlasıyla inek bir öğrenciyken (evet ben tam bir inektim, ortaokul günlüğümün gözyaşlarıyla ıslanmış bir sayfasında kocaman harflerle “Bir daha 70 alırsam intihar edeceğim!” yazıyor.) çalışmam gereken zamanlarda program çıkarır ve ona uymaya çalışırdım. Becerebildiğim zamanlar çok daha efektif olurdu çalışmalarım ve zamanım da her şeye yeterdi. Yine de benim için çok kolay bir şey değil programlı olmak ama şimdi olmak için uğraşıyorum. Biri sürekli çantamda, biri ofiste bulundurduğum iki adet minik ajandam var ve içine her şeyi yazıyorum. Kişisel olanda arkadaşımla buluşmak için sözleştiğim günden, evi temizlemek için boşalttığım güne kadar her şey yazılı. İlginç bir şekilde bunu yapmaya başladığımdan beri daha iyi hissediyorum, sanki hayatımın kontrolü daha fazla elimdeymiş gibi. İyi geliyor bana.
10. İlişki Uzmanı Geçinenlerden Uzak Durun.
O tipleri hepimiz biliyoruz değil mi? Hani siz sevgilinizle kavga edersiniz, o kraldan çok kralcı olur, kendi görüşünü size empoze etmeye çalışır. “Hemen bırakıyorsun onu, zaten böyle yaptıysa seni hiç hak etmiyor demektir.” şeklinde gazlarla yangına körükle giden tipler… Hiçbir zaman da haklı olduklarını görmedim. Zaten dikkat edin, kendi hayatlarında dikiş tutturabildikleri tek bir alan da yoktur muhtemelen. Ama kaynağı belli olmayan bir özgüvenle size akıl verebilecek konumda olduklarını düşünürler. Sadece sevgilinizle ilgili konularda da değil, bir çok şeyde insan ilişkilerinizle ilgili yorum yapma hakkını kendilerinde görürler ve siz o iyi niyetli olmayan yorumların etkisinde kalırsanız mütemadiyen kaybedersiniz. Ben kaybettim yani. Şimdi hiçkimsenin ama hiçkimsenin benim kişisel ilişkilerime burnunu sokmasına izin vermiyorum. Elbette yanlış bir şey yapıyorsam beni uyaracak insanlara her zaman ihtiyacım var hayatımda ama şimdi bunun bir sınırı var artık. Kendim için neyin doğru olduğunu en iyi ben bilirim ve eğer doğru sandığım şey beni yanıltırsa da bunu yaşayarak görmeli ve öğrenmeliyim. Şimdi bunun farkında olmak beni oldukça mutlu ediyor.
11. Yemek Yapın.
Ben yemek yapmaya biraz geç başladım. Aslında hep hevesim vardı, ara sıra değişik tatlılar yapardım ama ilk defa ailemden ayrılıp tek başıma kalınca daha fazlasını yapmaya mecbur kaldım ve çok da sevdim. Şu an benim için bir nevi terapi gibi. Kesinlikle bir angarya olarak görmüyorum, aksine oldukça keyif alıyorum yaparken. Hele klasik tencere yemekleri yapmadığım zamanlar özene bözene kafelerdeki gibi tabaklar hazırlamaya bayılıyorum! Portekiz usulü tavuk, yanına püre, biraz da salata mesela. Hazırladığım tabak ne kadar güzelse o kadar keyifle yiyorum. Bir süredir türk/yabancı mutfak bloglarından değişik sunum görselleri topluyorum mesela, onlara benzetmeye çalışıyorum. Yaptığım yemek beğenilirse benden mutlusu olmuyor o an!
12. Alkol ve Sigarayı Azaltın.
Ben içkiyle pek arası olan biri olmadım hiç, 1-1,5 yıl öncesine kadar hiç içmezdim. Şimdi yine içmemeye çalışıyorum. Aslında nadir alınan alkolün vücuda ne gibi bir zararı olabilir ucunu kaçırmazsan bilmiyorum ama sağlıklı yaşamın ilk kuralı budur ya ben de bir deneyeyim dedim. En azından bir süre içmeyi düşünmüyorum. Faydasını görürsem devam etmeyi düşünüyorum.
13. Güzel Kokun!
Güzel kokmak kadar insana kendini iyi hissettiren bir şey var mı?! Bildiğin mutlu ediyor insanı. Ama benim gibi hassas bir burna sahipseniz, biraz rahatsız olabiliyorsunuz parfüm sıkmaktan. Özellikle sabahları hiç hoşlanmıyorum mesela parfüm kokusundan. Ne kadar hafif kokulu parfümlerim olsa da o bile ağır gelebiliyor bana sabah erken saatlerde. O yüzden çözümü gece dışarı çıkmıyorsam gün içinde parfüm yerine body spray kullanmakta buldum. Şu an takıntı derecesinde sevdiğim şey “Befine – Sweet Passions” mesela. Kiraz çiçeği, kırmızı elma, inci çiçeği ve şeftali kokularından oluşan,  çok hafif ve tatlı bir sprey. Cennetin bir kokusu olsa buna yakın bir şey olurdu bence. Bir de gratis’te geçenlerde Tuğçe‘nin bahsettiği baby powder kokusunu gördüm, o ve pure soap kokusunu çok sevdim. Ama şimdilik favorim sweet passions. Şişesi biraz büyük olduğu için seyahat boyu minik sprey şişesine koydum birazını, sürekli çantamda taşıyıp fısfıslıyorum!
14. Her Zaman Bakımlı Olun.
Koku deyince bakımlı olmaya değinmeden geçmek olmaz. Şunu farkettim, evdeyken rahat olacağım diye paçoz paçoz gezersem benim modum çok düşüyor. Hani hep özenmişimdir böyle çok umursamaz olmasına rağmen hala çok güzel görünenlere ama ben onlardan biri değilim sanırım. Tabi ki oturup evde makyajlı gezmeyi planlamıyorum ama kendimi iyi hissetmek için biraz daha dikkat ediyorum artık ve kesinlikle çok ama çok iyi geliyor o bana. Hani “nasılsa kimse görmüyor” kafasından çıkmaktan bahsediyorum burda. Başkası için değil, kendin için bakımlı ve güzel olmak gerek galiba önce. Bu yüzden sadece dışarı çıkarken değil evdeyken de oje sürüyorum, saçımı düzgün tutuyorum, ne bulursam giymek yerine modumu yükselten kendimi iyi hissettiren pijamalar giyiyorum vs. En çok fark ettiren şey bu oldu yapmaya çalıştıklarım arasında.
15. Kendinize Ait Ritüeller Edinin.
Ben bir süredir uykusuzluktan ölmek üzere olmadığım her gece kedimi de yanıma alıp, yatağımın üzerine kurulup, bir yandan kırmızı meyveli corn flakes yerken bir yandan da sevdiğim bir diziyi izlemeye bayılıyorum mesela. İnsan her gece mi aynı şeyi yer? Şimdilik sıkılmadan yiyorum gayet. Başka türlü süt içtiğim de yok çünkü. Hiç canım istemezse arada fıstık ezmeli ekmek de olabiliyor o. Ama dizi kısmı sabit yani. Çok saçma gelebilir ama o gün içinde “benim zamanım”mış gibi hissettiğim bir şey bu nedense. Soyutlanmış gibi hissediyorum geçici olarak. Size de öyle hissettirecek bir şey illaki vardır. Bulun ve her gün yapın onu.
16. Sizi Çok İyi Tanıyan İnsanlarla Olun.
Yeterince şanslıysanız bu kişi sevgiliniz de olabilir. Ben hayatımda hiç o kadar şanslı olamadım o ayrı. Ama beni çok iyi tanıyan, güzel arkadaşlarım var ve onlarla konuşmak beni çok rahatlatıyor. Kasmıyorum çünkü o zaman, sadece “ben” gibi olabiliyorum tamamen. Kendimi ifade etmeye çalışmakla ya da yanlış anlaşılmaktan korkmakla da yorulmuyorum hiç, çünkü o beni en az benim kadar iyi biliyor. Mesela şu an arkadaşlığımızda 6. seneyi devirdiğimiz bir arkadaşım beni o kadar iyi tanır ki, bazen ben bile farkında değilken ne yaptığımı ne düşündüğümü bilir. Çok uç bi örnek veriyorum şu anda, bir gün Kadıköy’de bir kafede iki kişilik minik bir masada oturmuş ve beraber yiyeceğimiz iki ortak tabak söylemiştik. Sonra ben birden kıpırdanmaya başladım, konuşmayı kestim, bir huzursuzlandım, bana baktı, “Masa normalden küçük ve hangisini senin önüne koyacaklar diye gerildin değil mi şu an? Tamam sen hangisinden en çok yiyeceksen o dursun önünde.” dedi. Çok şaşırmıştım o an. Çünkü ben bile farkında değildim ne yaptığımın, aşırı saçma ve çocukça bir şey neticede! Ama kız beynimin içini okudu resmen, o kadar iyi tanıyor beni. Bir de yüz ifadelerimi okuyor hep, dün skype’ta konuşurken “Sen bir şey yapmışsın, yaramaz anaokul çocuğu gibi şu an suratın!” dedi mesela. O saatten sonra “Yok yaaa, sana öyle gelmiş.” demem bir fayda eder mi? Sökmez ki ona!
Burada bitiyorum şimdilik. Ben yeni maddelerimi düşünüp ekleyene kadar mutlu kalın!
Ben öyle kalabilmek için inat ediyorum çünkü!
 

Paylaş
Leave a comment
Önceki Yazı Sonraki Yazı

Benzer Yazılar

Yorum Yok

Bir Yorum Bırakın